Temmuz 20, 2009

bana denizimi anlat...

"bana denizimi anlat..."
...
dün sesin geldi yine umudum
bildiğin gülümseme yayıldı yüzüme
kulağımda ahize seni dinledim
güneşliymiş günün
gündelik yorgunlukların sırtında
dalgınmışsın denizden esen rüzgarınla
duyunca ben de sesinle estim

benim için yerin var mı
kaldı mı beni sarıp sarmalayacak takatin
göremedikçe
bu içimde büyüyen özlem
koklayınca seni diner mi

tek bacağı aksak masa
nohut oda bakla sofa
hani taraçada
izlerken körfezden geçen vapurları
hepsinin tepesinde martı çığlığı
yarılmış teneke saksı içindeki yasemin kokusu
ya da
varyanttan yürüyerek inerken konağa
mezarlıkbaşından havra sokağı veya agoraya
varoluş sancılarını içimde yaşayarak
her adım bir basamak
ve artık basamamak
uğrayamamak çocukluğumun nefesimi kesen yokuşlarına
dedim ya / ben seni karşılıksız sevdim

şu anda uyuyorsun
karanlığın suya inmiş
el ayak çekilmiş çoktan
dilimde o tarifsiz tuz tadın
nesimi diyor "minnet eylemem"
ağrılı yüreğin
uyuyorsun

ben senden uzakta
gecenin güne erdiği o farkedilmeyen renk ayrımında
büyümesini izlediğim her bir tohum gibi
sabırla günümü bekliyorum
üşüyorum sarıl izmirim
hadi
bana denizimi anlat
::::